Penceremden Görünenler

Alâ El Asvani ve Matteo Pericoli

Birikim 268-269 (2011): 99. The Observer’dan, 24 Nisan 2011, çeviren Özgür Gökmen. Matteo Pericoli “Dünyaya Açılan Pencereler” başlığıyla ayda bir dünyanın önde gelen yazarlarının pencerelerinden görünenleri resmediyor. Mısırlı Alâ El Asvani, Yakupyan Apartmanı ve Şikago romanları ile Dost Ateşi başlıklı hikâyelerin yazarı.[1]

Windows on the World

Penceremi açıyorum ve merkezî Kahire’nin derinliklerinde bana bakan ev işte bu.

Şehrin işçi sınıfı mahallelerinde yaşayan insanlar yoksul olmaktan utanmazlar. Aksine, penceremden baktığım bu evde yoksulluğa karşı savaşın kahramanca çabalarını görüyorum. Oturanlar çoğunlukla esnaf ya da memur. Rahat bir hayat sürebilecek kadar kazandıkları bir dönem oldu fakat yokluk dalgaları aniden yükseldi ve boğuldular.

Aslında binanın ilk katının penceresinde bezemeli bir cam vardı. Kırıldı ve birçok kez tamir edildi. Son defasında, maliyeti düşük tutmak için, evin sahibi camın yerine bir parça tahta koydu.

Dört başı mamur zamanlarda, ailenin fertleri, evin girişinde açık havada zarif hasır koltuklarda dinlenerek hoş ikindi vakitleri geçirirlerdi. Koltuklar kırıldı ve evin babasının yeni bir takım alacak parası yoktu, fakat yine de kırılmış koltukları girişin iç tarafında, duvarın yanında muhafaza etti. Asla gerçekleşmeyecek, ertelenmiş bir hayal daha. Hemen yanı başında, duvarda klima için bir delik var. Evin sahibi bu deliği kapattı ve üstünü boyadı çünkü biliyor ki hiçbir zaman bir klima alamayacak.

Bu manzarada en güzel şey ikinci katın çamaşır ipinde asılı duran ev kıyafetleri. Kumaş basit ve mütevazı, fakat sahibi yenilgiyi kabullenmedi. Elbisenin üst kısmına ve manşetlerine basit tasvirler çizdi... Kesinlikle daha güzel görünüyorlar... Ve bu yoksulluk karşısında direnişe dair hayran olduğum bir şey. Yoksulluk sefalet fakat ona karşı direniş belirgin bir asalet doğuruyor. Şiddetli bir merhamete gark olmak için yalnızca pencereyi açmam ve bu evi görmem kafi.

Fasılasız ve mağfiretsiz büyüyen yoksulluğa rağmen onlarca insanlık hali görüyorum. Bir delikanlı ilk aşk mektubunu yazıyor ve kimya ders kitabının içine saklıyor ki annesi görmesin. Bir genç kız yatak odasının kapısını kilitliyor ve aynanın önünde çıplak dans ediyor. Genç aşıklar çatının karanlığında alelacele öpüşüyorlar. Evliliğin ilk günlerinde acemi aşk geceleri. Bir bebeğin hayata adım atarken irkilmiş çığlığı ve bitkin bir yaşlı adamın ölmeden önce son bir kez titreyen sesi.

Tüm pencereler, manzara ne kadar farklı olursa olsun, bize hayatı aksettiriyor.


  1. Zeyl: The Observer’dan önce “Windows on the World: The Unvanquished” (Dünyaya Açılan Pencereler: Yenilmemiş) başlığı ile 2 Nisan 2011’de The New York Times’da yayımlanmıştır. Matteo Pericoli’nin Ağustos 2010-Ağustos 2011 arasında The New York Times’ın Op-Ed sayfaları için çizdiği 13 resimlik dizinin 9.’su.  ↩