Düşünmek İçin Özgürsün 2017

Scholars at Risk

Çeviren: Özgür Gökmen

Cumhuriyet Akademi 21 (30 Aralık 2017): 4-5. [PDF sürümü ]

Bilim insanlarına, yükseköğrenim kurumlarına, öğrencilere ve çalışanlarına yönelik saldırılar dünya çapında her yerde endişe verici bir sıklıkta yaşanıyor. Bu saldırıların olumsuz etkileri doğrudan hedef alınan birey ve kurumların çok ötesine geçerek tüm akademik sistemlere ve genel olarak topluma yayılıyor. Bu tür saldırıların neticesi, her bireyin düşünmek, sorgulamak ve fikirlerini paylaşmak için özgür olduğu alanı daraltmaktadır. Scholars at Risk (Risk Altındaki Akademisyenler, SAR), bu saldırılara, Akademik Özgürlükleri İzleme Projesi aracılığıyla, korunmasız bireyleri korumak, farkındalığı artırmak, hesap verebilirliği teşvik etmek ve gelecek tehditlerin engellenmesine yardımcı olabilecek bir anlayış ve diyaloğu desteklemek amacıyla, temel vakaları tespit ederek ve izleyerek tepki gösteriyor. SAR’ın yükseköğrenim topluluklarına yönelik saldırılara ilişkin raporlarının üçüncüsü olan[1] Düşünmek İçin Özgürsün 2017, SAR’ın 35 ülkede, 1 Eylül 2016-31 Ağustos 2017 arasında yükseköğrenim topluluklarına yapılan bildirilmiş 257 saldırıyı çözümleyen yıllık raporudur.[2]

Tanımlı Saldırılar

İzleme Projesi yükseköğrenime yönelik tanımlı saldırı türlerine ilişkin verileri derliyor. Bunlar cinayetler, şiddet ve kayıpları; haksız yere kovuşturma ve hapsi; pozisyon kaybı ve çalışma dışı bırakmayı; uygunsuz seyahat kısıtlamalarını ve (örneğin üniversitelerin kapatılması ya da bir kampusun askerlerce işgalini de içeren) diğer ciddi ya da sistemik sorunları kapsar. Ülkeler ve bölgeler arasında ve şiddet ve tür açısından farklılık gösterse de bu saldırıların tümü ortak bir motivasyon içerir: Yükseköğrenim kurumlarını ve elemanlarını denetlemek ya da susturmak. Bu metin, raporlama yılı boyunca yaşanan temel gelişme ve eğilimlere odaklanıyor.

Saldırıların Kapsam ve İçeriği

Geçen yıl boyunca yine üniversite alanına yönelik ağır, şiddetli saldırılar kaydedildi. Bunlar, yükseköğrenim topluluklarının devlet otoritesinin ya da radikal ideolojilere karşı potansiyel muhalefetin algılanan simgeleri olarak hedef alınabildiği, silahlı çatışma yaşanan toplumlardaki saldırıları ya da aşırılıkçılığı kapsıyor. Aynı zamanda, münferit bilim insanlarını ya da öğrencilerini hedef alan, genel olarak cezalandırma ya da hoşa gitmeyen konularda araştırma yapmayı ya da bunları ifade etmeyi engelleme amaçlı saldırıları da içeriyor. Geçen yıl boyunca Pakistan, Nijer ve Sierra Leone’de münferit bilim insanları ve öğrencileri hedef alan cinayetler işlenirken, Pakistan, Nijerya ve Suriye’deki kampuslarda büyük çaplı şiddetli saldırılar yaşandığı kaydedildi.

Türkiye’de

Türkiye’de devlet ve üniversite yetkilileri yükseköğrenim kesimine karşı şiddetli önlemler almayı sürdürüyor. Bu önlemler, hapis ve kovuşturmaları; bilim insanları ve öğrencilerin görevden alınmaları ve uzaklaştırılmalarını ve seyahat ile kurumsal özerklik üzerindeki kısıtlamaları içeriyor. Bugüne kadar, binlerce bilim insanı, idari memur ve öğrenci ya iddia edilen bağlılıkları ya da şiddet içermeyen araştırma, yayın, öğretim ve diğer ifade faaliyetlerine karşı aşikâr bir misillemeyle hedef alındı.

Öğrenci Eylemlerine Yönelik Saldırılar

Örgütlü öğrenci dışavurumlarına yönelik şiddet vakaları bu yıl boyunca artan bir biçimde rapor edildi. Venezüella, Güney Afrika, Nijer, Kamerun, Türkiye ve Hindistan’da devlet yetkilileri öğrencilerin şiddet içermeyen protesto eylemlerine, plastik mermi, biber gazı ve ses bombası dahil, şiddetle karşılık verdiler. Bununla birlikte, üniversite tesislerinin hasar gördüğü Güney Afrika’daki ve kampusta istenilmeyen konuşmacıları sindirmek ve engellemek için fiziksel gücün kullanıldığı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki olaylarda olduğu gibi bazı vakalarda öğrenciler şiddet içeren ve zora başvuran davranışlar sergiledi.

Venezüella’da, genel siyasal kriz derinleştikçe, üniversite kampusları çoğu kez hükümete bağlı askeri güçlerin protestocu öğrencilerle çarpıştığı çatışma ve şiddet alanlarına döndü.

Seyahat Özgürlüğüne Yönelik Sınırlamalar

Birçok ülkede devlet yetkilileri, ülke içinde ve dışında, ülkeye giriş, ülkeden çıkış ve ikamet sınırlamalarını içerecek biçimde seyahat kısıtlamalarıyla bağımsız araştırma ve ifadeyi engellemeye çalıştı. Geçen yıl boyunca Türkiye binlerce bilim insanını pasaportlarından mahrum bırakan kararnameler yayımladı. Bu kararnameler, bilim insanlarını aynı zamanda üniversitelerdeki pozisyonlarından ihraç ettiği ve onları gelecekte devlet üniversitelerinde çalışmaktan men ettiği için, pasaportlarının ellerinden alınması, bilim insanlarının ülkelerinde ya da yurtdışında işlerini sürdürmeleri üzerindeki yasağı tamamlar niteliktedir. Çin’de devlet yetkilileri, yurtdışında öğrenim gören Uygur Özerk Bölgesi’nden öğrencilere yurda dönme emri verdi ve raporlar öğrenciler dönene dek ailelerinin rehin tutulduğunu söylüyor. Para cezası uygulamasının yanı sıra dönen öğrencilerin tutuklandıkları ve kayboldukları da bildirilmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla şiddet içermeyen akademik davranış ya da ifadeye misilleme olarak İsrail ve Tayland devlet yetkilileri münferit bilim insanlarının ülkeye girişini engellemiş; Çin, Uganda ve Türkiye devlet yetkilileri ise münferit bilim insanlarının ülkeden çıkışına mâni olmuştur. ABD Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilmese, Trump yönetiminin İran, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen’den seyahati kısıtlayan başkanlık kararnameleri, açık ve farklı kültürel ve entelektüel değişim alanları olarak ABD kampuslarının hayatiyetine zarar vererek yükseköğrenime ağır darbe vurabilirdi.

Orta ve Doğu Avrupa’da

Orta ve Doğu Avrupa’da, geçen yıl boyunca yasama ve idareden kaynaklanan eylemler, özellikle Rusya’da Sankt-Peterburg’daki Levada Center’da ve Avrupa Üniversitesi’nde ve Macaristan’daki Merkezi Avrupa Üniversitesi’nde, üniversite ve araştırma merkezlerinin özerkliğini ve süregiden çalışmalarını tehdit etmiştir. Bu vakalar fiziksel zarar ya da hapis içermiyor olsa da bağlantıları ya da araştırmalarının, yayınlarının ve eğitimlerinin içeriği nedeniyle araştırmacıları ya da kurumları cezalandırma niyeti içermektedir. Bu itibarla, akademik özgürlüğe ve kurumsal özerkliğe yönelik ciddi bir tehdit arz ederler.

Saldırıların Genel İzleği

Genel olarak bu raporda görülecek izlek araştırma ve söylemi susturma niyetidir. Bu rapor küresel bir krizin haritasını çıkararak, dünya çapında bilim insanlarını, öğrencileri ve üniversite çalışanlarını birbirine bağlıyor. SAR, bir kez daha sorumlu devletleri, yükseköğrenim liderlerini ve sivil toplumu bu krize cevap vermeye davet ediyor. Şiddet kullanımını, cezai soruşturma ve cezaları, yasama ve idare kanadından gelecek müdahaleleri ve düşüncenin özgürce ifade edilmesini sınırlayan diğer baskıcı araçları reddetmeye ve eleştirel söylemin ihanet ve fikirlerin suç olmadığını ve herkesin düşünmek, sorgulamak ve fikirlerini paylaşmak için özgür olduğunu tespit eden ilkeleri desteklediğini kamusal olarak yeniden teyit etmeye çağırıyor.


  1. Cumhuriyet Akademi, 2017 Raporu’nun sadece özetine yer veriyor. Raporun tamamı için bkz. https://www.scholarsatrisk.org/wp-content/uploads/2017/09/Free-to-Think–2017.pdf. Düşünmek İçin Özgürsün’ün daha önceki yıllara ait baskıları için bkz. https://www. scholarsatrisk.org/bytype/free-to-think/. ↩

  2. Bu rapordaki veriler, raporlama döneminde, yükseköğrenim topluluklarına yönelik tüm saldırıların sadece küçük bir alt kümesini yansıtmaktadır. Sınırlı kaynakların yanı sıra yaşanan saldırıların kapsamı, çeşitliliği ve karmaşıklığı dikkate alındığında kapsamlı bir değerlendirme henüz mümkün değildir. ↩